Pek çok şifa tekniği için temel bir
uygulama olan, enerji yoğunlaştıran, konsantrasyonu arttıran
nefes çalışmaları için farklı disiplinlerde farklı nefes
teknikleri geliştirilmiştir. Aynı zamanda gündelik yaşamımızda
da sağlıklı yaşamın çok temel bir unsuru doğru nefes alma ile
ilgili birkaç çalışma örneğine yer vermek istedik.
Kaynak: ANDREW WEIL "8 HAFTADA İDEAL
SAĞLIK"
Nefes Alma
Nefes, sağlıklı olma ve iyileşmede temel anahtarlardan birisidir
ve nefes almadan tam olarak yararlanmak için tüm yeteneklerimizi
kullanmamız gerekir. "İnsanlara kendiliğinden iyileşmeye
ulaşabilmeleri için tek bir şey yapmalarını söylemek zorunda
kalsaydınız söyleyeceğiniz şey ne olurdu?" diye sorulsa şu
yanıtı vermek gerek. "Nefesinizle çalışın!"
Bazı nefes alma teknikleri
I - Nefes Alma Gözlemi:
Nefes alma sistemlerinden en basit olanı
onu gözlemlemek, herhangi bir şekilde etkilemeye çalışmadan
nefes alma temponuzu zihninizle izlemekten başka bir adım
atmamaktır. Bunu sağlamak için;
1) Rahat bir pozisyonda dik, gözleriniz hafif kapalı olarak
oturun.
2) Dikkatinizi nefesinize yoğunlaştırın ve mümkünse aşamalar
arasındaki değişiklikleri takip ederek, içe çekip dışa vererek
nefes temponuzun ritmini izleyin.
Bunun her gün beş dakika boyunca uygulanması yerinde olur.
Dikkatinizi nefes temponuzda yoğunlaştırıp onu izlemekten başka
bir amacınız olmamalı. Nefesiniz nasıl değişirse değişsin,
titreşimler çok küçük olsa bile, onları izlemeye devam edin. Bu
temel bir meditasyon biçimi, bir gevşeme yöntemi ve beden ile
zihni uyumlaştırmaya başlamanın bir yoludur.
II - Dışa Vererek Başlama :
Nefes alma süreklidir, başı ya da sonu
yoktur, ama doğrusu, bir nefesin içe çekerek başladığı, dışa
vererek sona erdiği gibi bir düşüncemiz de vardır. Bu yaklaşımı
tersine çevirmeye çalışalım. Beş dakikalık Nefes Alma
Gözlemi`nin sonunda bunu deneyin. Yine, dikkatinizi onu
etkilemeye çalışmadan nefes almaya yoğunlaştırın, ama nefesi
dışa vermeyi her yeni nefesin başlangıcı olarak deneyin. Bunu
sadece bir dakikalığına yapın. Bu şekilde tersine çevrilmiş
nefes almanın ne kadar farklı olduğunu göreceksiniz. Nefes
almaya dışa vererek başladığınız zaman, kendinizi nefesinize çok
daha yakın hissedip, pasif biçimde izlemektense aktif biçimde
onunla içiçe olduğunu düşünebileceksiniz.
Bu yön değişikliğini yapmanın önemli bir psikolojik nedeni var:
Nefesi dışa vermeyi denetleme potansiyeliniz nefesi içe çekmeyle
kıyaslandığında daha fazladır. Çünkü ciğerlerinizden çıkan
havayı sıkıştırmak için kaburgalarınız arasındaki iradenizle
yönlendirdiğiniz kasları kullanabilirsiniz ve bu kas sistemi
havayı içeri çekerken kullanılandan çok daha güçlüdür. Dışarı
daha fazla hava verdiğinizde, kendiliğinden içeriye daha fazla
hava alırsınız. Solunum, derinleştirmek istenilir bir şeydir ve
bunu yapmanın en
kolay yolu da nefesi dışa vermeyi her ayrı nefesin ilk kısmı
olarak düşünmeye başlamak, nefesi içe çekme konusunda hiçbir
kaygı duymamaktır. Çin alfabesinde "nefes"in iki parçası vardır;
bunların birisi "dışa verme", diğeri ise "içe çekme" anlamaına
gelir ve dışa verme önce gelmektedir.
III - Kendinizi Nefesinize Bırakma:
Bu egzersiz en iyi biçimde sırt üstü
yatarken yapılır, böylece uyurken ya da yeni uyanmış bir halde
de denemek isteyebilirsiniz.
1) Gözlerinizi kapatın, kollarınızı vücudunuzun yanında tutun ve
dikkatinizi onu etkilemeye çalışmadan nefes almanızda
yoğunlaştırın.
2) Şimdi nefesinizi her içeri alışınızda evrenin rüzgarının size
doğru estiğini, her dışarı verdiğinizde ise geri çekildiğini
hayal edin. Nefesin pasif alıcısı olduğunuzu düşünün. Evrenin
nefesi sizin içinize girdikçe, bırakın bu nefes, el ve ayak
parmaklarınızın uçlarına kadar vücudunuzun her parçasına nüfuz
etsin.
3) Nefesi on defa dışa verip içe çekmeniz süresince algılamanızı
durdurmaya çalışın. Bu işlemi günde bir defa yapın.
IV - Gevşeme Nefesi :
Dilinizi yoga pozisyonuna getirin;
Dilinizin ucunu üst ön dişlerinizin iç yüzeyine değdirin, sonra
minesine, dişiniz ile ağzınızın üstü arasındaki yumuşak dokuya
dayanana kadar dişlerinizin üstüne kaydırın. Tüm egzersiz
boyunca dilinizi orada tutun. Tamamen ağzınızdan, duyulabilir
bir ses çıkararak (bir whoosh sesi), dışarı nefes verin ve nefes
alın. Ağzınızı kapatın ve (içinizden) dörde kadar sayarak
sakince burnunuzdan içeri nefes alın. Sonra nefesinizi yediye
kadar sayarak tutun. Son olarak, sekize kadar sayıp ağzınızdan
ses çıkararak nefes alın. Bu bir nefes döngüsünü oluşturur.
Toplam dört defa tekrarladıktan sonra her zamanki gibi nefes
alın. Diliniz o haldeyken dışa nefes vermekte zorlanıyorsanız
dudaklarınızı büzmeyi deneyin; bunu yapmayı kısa sürede
öğrenebilirsiniz. Egzersizi yapma hızınız burada önemli
değildir. Önemli olan, "içe çek, tut, dışa ver" şeklindeki dört,
yedi, sekiz oranını takip etmektir. Nefesinizi rahatça uzun bir
süre tutabilmeniz sizi sınırlayacağından, sayınızı buna göre
ayarlayın. Bu egzersizi yaparken yavaşlatabilirsiniz, ki bu da
istenilir bir şeydir. Bunu en azından günde iki defa yapın.
Gevşeme Nefesini herhangi bir yerde yapabilirsiniz, ancak bir
yerde oturuyorsanız dik durmaya çalışın. Akşamları yatağa
giderken, uyumadan hemen önce yapmanızı salık veririz. Gece
uyanırsanız da tekrar uyumanızı, düşüncelerinizden kopup
duygusal çalkantılar yaşamamanızı sağlar. Ayrıca sinir sistemine
harika etkilerde bulunur. Özel olarak da, içselleşmiş kaygıyı
azaltıp, sindirim, dolaşım ve diğer sistemlerin daha uyumlu
biçimde işlemesini sağlayarak sempatik-parasempatik sinir
sisteminin faaliyetlerinin hızını düzenliyor. Bu çalışmanın
yararları süreç içinde ve katlamalı olarak ortaya çıkar, en
sonunda tüm sinir sisteminin daha sağlıklı biçimde işlemesini
sağlar. Ayrıca kan basıncının yükselmesi, ellerin üşümesi,
bağırsakların tahriş olması, kalp aritmileri görülmesi, düzensiz
anksiyete ve panik ile birçok yaygın hastalıkta da özel bir
tedavi işlevi görür. Bu yöntem en etkili ve vakitli gevşeme
yöntemlerinden biridir.
V - Uyarıcı Nefes :
Bu egzersiz gevşetici olmaktan ziyade
uyarıcıdır. Dolayısıyla bu teknikten kendinizi uyuşuk ya da
zihinsel bakımdan tembel hissettiğiniz zamanlarda canlanmak
amacıyla yararlanabilirsiniz.
1) Dik durarak ve gözleriniz kapalı
olarak rahatça oturun ve gevşeme nefesinde tanımlandığı şekilde
dilinizi yoga pozisyonuna getirin.
2) Ağzınızı hafif kapalı tutarak burnunuzdan hızla nefes alıp
verin. Nefesi içe çekme ve dışa verme eşit sürede ve kısa
olmalı, köprücük kemiğinin hemen üstünde, boynunuzdaki kasların
ve diyaframınızın gerildiğini hissetmelisiniz. (Hareketliliği
hissetmek için ellerinizi bu bölgelere koymayı deneyin.) Göğsün
hareketi, hava basan bir körük gibi hızlı ve mekanik olmalıdır.
Aslında bu egzersizin Sanskritçe ismi de "körük nefesi" anlamına
gelmektedir. Hem içe çekerken hem dışa verirken nefes alışınızın
sesi duyulmalıdır. Eğer rahat olarak yapabiliyorsanız hızı
saniyede üç devire çıkarabilirsiniz.
Bu egzersizi ilk denemede sadece onbeş saniye süreyle yapın,
daha sonra her zamanki gibi nefes alın. Her seferinde süreyi beş
saniye kadar artırın ve tam bir dakikaya ulaşmaya çalışın. Bu
gerçek bir egzersizdir. Dolayısıyla kullandığınız kasların
yorulduğunu hissedebilirsiniz. (Kuşkusuz bu egzersiz kaslarınızı
kuvvetlendirecektir.) Ayrıca başka birşeyi daha hissetmeye
başlayacaksınız: Her zamanki gibi nefes almaya döndüğünüzde
bedeninizde belli belirsiz ama kesin bir enerji hareketi
olacaktır. Belki, bunu kollarınızda bir titreme ya da
karıncalanma olarak hissedebilirsiniz. Bunun yanında kendinizi
daha uyanık hissedebilir ve yorgunluğunuzun kalmadığını
görebilirsiniz. Bu olay, aşırı karbondioksit vermenin sonucunda
psikolojik değişikliklere yol açan, hızlı hızlı ve derin nefes
alma durumu değildir. Körük nefesini tam bir dakika
sürdürebilmeniz durumunda, bunu öğleden sonraları,
kendinizi canlandıracak kafeinli bir içecek yerine deneyin. Bu
yöntemin yararını özellikle araba kullanırken uyuklamaya
başladığınız durumlarda da görürsünüz. Ayrıca bu egzersizi
üşüdüğünüzü hissettiğiniz zaman kendinizi ısıtmak için
kullanabilirsiniz. Bu egzersizi ne kadar çok yaparsanız, onun
yarattığı enerjinin o kadar çok farkında olursunuz.
Günlük Yaşantımızda Nefes Alma
Sistemlerinin Kullanımı:
Nefes Gözlemi gevşemenize yardımcı olacak bir meditasyon
pratiğidir ve nefes alma tekniği yoga geleneğinin eski bir
tekniğidir. Düzenli yapma alışkanlığını edinirseniz kendi
adınıza büyük bir kazanç olacaktır. Günde beş dakika yapılması
istenmişti bu nefes gözleminin tanımında ancak istediğiniz kadar
yapmakta da tabiiki serbestsiniz. Bu pratiği sabahları beş
dakika yapmanızı özellikle tavsiye ederim. Bu süreyi
artırırsanız kendinize daha uygun şekillerde
düzenleyebilirsiniz.
Nefesi tersine çevirme tekniği, nefes alma kapasitenizin
gelişmesine katkıda bulunarak sağlığınızı genel olarak olumlu
yönde etkileyecektir. Bu tekniği günde bir dakika yapmanız salık
verilmişti fakat her aklınıza gelişinde ya da her boş vakit
bulduğunuzu düşündüğünüzde de yapabilirsiniz. Bunu beş dakikalık
Nefes Gözlemine dahil etmeniz de mümkündür.
Kendinizi Nefesinize Bırakma tekniğinde günde bir defa yapmanız
istenen zihinde canlandırma oyunu da her yerde ve her zaman
yapılabilir, yalnız gece yatmaya gittiğinizde ya da sabah ilk
uyandığınızda yattığınız yerden yapmak daha kolayınıza
gelebilir.
Gevşeme Nefesi, her biri dört nefes alıp vermeden oluşan en az
iki seansı gerektirmektedir. Bu egzersizi günde iki kere ve
sekiz devire çıkarmanız daha yerinde olur. Kuşkusuz bu egzersizi
kendinizi kaygılı, morali bozuk ya da fiziksel bir sıkıntı
çektiğiniz herhangi bir zamanda da yapabilirsiniz, fakat iki
seansı zorunlu bir asgari ölçü olarak benimsemenizde ısrar etmek
gerekir. Bu egzersizlerden birini sabahları, doğal olarak
meditasyon konumuna getirdiğinden, meditasyon yapmadan önce de
tercih edebilirsiniz.
Uyarıcı Nefes de her zaman yapılabilir. Kendinizi uyuşuk ya da
zihinsel açıdan tembel hissettiğiniz zamanlarda canlanmanız
açısından son derece yararlı bir egzersizdir ancak bunu her
koşulda günde en az bir defa yapmanızı öneriyorum. Gevşeme
Nefesi'nden önce yapmak da sizi daha kolay biçimde bir
meditasyon ortamına getireceğinden sabah ritüellerinizle
birleştirmeniz de uygun olacaktır.
Bu beş nefes egzersizini şu şekilde düzenleyebiliriz:
Sabah :
Uyarıcı Nefes
Gevşeme Nefesi (uyarıcı nefesin hemen arkasından)
Nefes Gözlemi (asgari beş dakika ve gevşeme nefesinin hemen
arkasından)
Nefesi İçe Çekme ve Dışa Vermeyi Tersine Çevirme
Yatarken :
Kendinizi Nefesinize Bırakma (on nefes)
Gevşeme Nefesi (on nefesin hemen arkasından)
Bunların hepsi on dakika bile sürmezken, sağlığınızda önemli
gelişmeler sağlamanıza yarayabilir. Bu sistemleri seveceğinizi
ve gece seansından sonra harika bir uykuya dalacağınızı
düşünüyorum. Nefes alma çalışmasının yararlarının günlük
pratiklere bağlı olduğunu, yavaş yavaş ve katlamalı biçimde
artarak görüldüğünü unutmayın.
NEFES
ALMANIN GÜCÜ :
Sağlığın temeli, sağlıklı bir kan
dolaşımıdır. Çünkü dolaşım sistemi oksijen ve besinleri vücudun
tüm hücrelerine taşıyan sistemdir. Sağlıklı bir dolaşım
sistemine sahipseniz, uzun ve sağlıklı bir yaşamınız olacak
demektir. Sistemin çevresi dolanımdaki kandır. Bu sistemin
kontrol düğmesi nedir? Kontrol düğmesi nefes almadır. Vücudunuza
uygun şekilde oksijen verebilirseniz; bu oksijen her hücrenin
elektriksel sürecini uyaracaktır.
Vücudun nasıl çalıştığına biraz daha yakından bakalım. Nefes
almak sadece hücrelerin oksijenlenmesini kontrol etmez, aynı
zamanda vücudu koruyan beyaz hücreleri içeren lenf (akkan)
sıvısının akışını da ayarlar. Lenf sisteminin görevi nedir?
Bazıları onu vücudun kanalizasyon sistemi olarak düşünürler.
Şimdi lenf sisteminin nasıl çalıştığına bakalım. Kan kalpten
atardamarlar aracılığıyla ince, geçirgen kılcal damarlara
pompalanır. Kan kılcal damarlara oksijen ve besin taşır ve
bunlar hücrelerin etrafında bulunan akkana (lenf sıvısına)
geçirilir. Hücreler ihtiyacı olan şeyleri bilecek kadar akıllı
ya da çekicidir. Hücre kendi sağlığı için gerekli olan besin ve
oksijeni alır, bir kısmı tekrar kılcal damarlara dönecek olan
toksinleri (zehirleri) dışarı atar. Fakat ölü hücreleri, kan
proteinlerini ve diğer zehirli maddeleri dışarı atma görevi lenf
sisteminindir. Lenf sistemi de derin nefes almakla eyleme
geçirilebilir.
Hücrelerin oksijen miktarını kısıtlayan fazla sıvı ve çok
miktardaki toksik madde; lenf sistemi tarafından dışarıya
atıldığı için vücudun hücreleri lenf sistemine bağlıdır. Sıvı,
kan proteinleri hariç, ölü hücreleri ve diğer zehirli maddeleri
nötralize ve tahrip eden lenf bezlerinin içinden geçer. Lenf
sistemi ne kadar önemlidir? Lenf sistemi yirmi dört saat
çalışmazsa, hücrelerin etrafında oluşan fazla sıvı ve kan
proteinleri yüzünden insan ölür.
Kalp, dolanımdaki kanın pompasıdır, fakat lenf sistemi böyle bir
pompaya sahip değildir. Lenflerde kalbin görevini, kas
hareketleri ve nefes alma yerine getirir. Etkin bir lenf ve
bağışıklık sistemiyle birlikte sağlıklı bir kan dolaşımına sahip
olmak istiyorsanız; bu sistemleri harekete geçirecek şekilde
derin nefes almak zorundasınız.
Tanınmış bir lenf uzmanı olan Dr. Jack Shields son zamanlarda
bağışıklık sistemi üzerinde ilginç çalışmalar yapmıştır. Shields
insan vücudunun içine koyduğu kameralarla lenf sistemini
temizleyen uyarıcıların neler olduğunu gözlemiştir. Bu görevi en
iyi şekilde diyaframa alınan derin nefesin yerine getirdiğini
görmüştür. Derin nefes, vakum gibi kan dolaşımı aracılığıyla
lenfi çeker ve vücudun toksinleri yok etme hızını artırır.
Gerçekten de derin nefes ve alıştırmalar bu süreci on beş kat
daha hızlandırabilir.
Bu bölümde anlatılanlardan sadece derin nefes almanın önemini
anlayııp uygulamak bile vücut sağlığını önemli oranda
artırabilir. Yogada nefes almanın üzerinde bu kadar çok
durulması bu yüzdendir ve derin nefes alma kadar vücudu
temizleyen başka hiçbir şey yoktur.
Sağlıklı olmada nefes almanın çok önemli olduğunu kavramak için
sağduyunun çok zorlanması gerekmez. Sadece önemi üzerinde biraz
düşünmek yeterlidir. Nobel ödüllü Dr. Otto Warburg oksijenin
hücrelere etkisi üzerinde çalışmıştır. Warburg sağlıklı ve
normal
hücrelere verilen oksijeni azalttığında; bu hücrelerin habis
haline dönüştüklerini gördü. Daha sonra benzer bir çalışmada Dr.
Harry Goldblatt hiçbir hastalığı olmadığı bilinen farelerin
denek olduğu bir deney yaptı. Deneyinde yeni doğmuş farelerden
alınan hücreleri üç gruba ayırdı. Deney tüpüne aldığı bir grubu
otuz dakika oksijensiz bıraktı. Birkaç hafta sonra bu hücrelerin
bir çoğu öldü, kalanlardan bir kısmının hareketleri yavaşladı ve
geriye kalanlar da habis hücre görünümünü alacak şekilde
yapılarını değiştirmeye başladılar. Bu arada diğer iki grup
hücre de sürekli atmosferik koşullarda oksijen alabilecek
şekilde deney tüplerinde incelemeye alındılar. Otuz gün sonra
Dr. Goldblatt bu hücreleri üç ayrı grup fareye enjekte etti. İki
hafta sonra iki normal grup hücrenin enjekte edildiği farelerde
herhangi bir anormallik görülmedi. Ancak oksijensiz bırakılan
hücrelerin enjekte edildiği farelerde habis büyümenin
gerçekleştiği görüldü. Bir yıl sonra aynı fareler tekrar
gözlendiğinde habis büyümenin devam ettiği, normal hücrelerin
ise normal kaldığı gözlendi.
Bu deney bize ne anlatıyor? Araştırmacılar hücrelerde habis ya
da kanser oluşumunda temel etkenin oksijen azlığı olduğuna
inanmaktadırlar. Oksijen azlığının hücrelerin yaşam kalitesini
etkilediği kesindir. Sağlığımızın kalitesi de hücrelerimizin
kalitesine bağlıdır. Bu nedenle sağlık için ilk öncelik, nefes
almaya verilmelidir.
Sorun birçok kimsenin nasıl nefes alınacağını bilmemesidir. Üç
Amerikalı'dan biri kansere yakalanmaktadır. Fakat yedi Amerikalı
atletten ancak biri kansere yakalanmaktadır. Yukarıdaki deneyler
bu durumu açıklığa kavuşturmaktadır. Atletler dolaşan kana en
hayati elementi, yani oksijeni vermektedir. Bir diğer açıklama
da lenf sisteminin hareketini uyararak bağışıklık sisteminin en
üst düzeyde çalışmasını sağlamaktadır.
Sistemi temizlemek için en etkin nefes alma şekli nedir? Bir
birim zamanda nefes alıyorsanız; dört birim zamanda içinizde
tutmalısınız, iki birim zamanda dışarı vermelisiniz. Dört saniye
nefes alıyorsanız; on altı saniye içinizde tutup, sekiz saniyede
dışarı vermelisiniz. Nefesi niçin bir birimde alıp iki birimde
veriyorsunuz? Lenf sistemi aracılığıyla toksinleri atmak için.
Nefesi niçin dört birim tutuyorsunuz? Kan ve lenf sistemini tam
olarak oksijenlendirmek için. Nefes alırken kan sisteminden
vakumda olduğu gibi tüm toksinleri dışarı atabilmek için karın
bölgesinin en altından nefes almaya başlanmalıdır.
Spordan sonra ne kadar açlık hissedersiniz? Beş kilometre
koştuktan hemen sonra oturup kocaman bir biftek mi yersiniz?
Şüphesiz hayır. Spordan hemen sonra derin derin nefes alırız.
Çünkü o anda vücudun en çok ihtiyaç duyduğu şey oksijendir. Bu
nedenle sağlıklı yaşamanın ilk prensibi derin nefes almaktır.
Günde en az üç defa yukarıdaki kurala göre on derin nefes
almalısınız. Nefes alışlar burundan, verişler ağızdan
yapılmalıdır. Uzun süre nefes alacağım diye kendinizi
zorlamamalısınız. Bu süre, zamanla yavaş yavaş artacaktır. Günde
en az üç defa on derin nefes almaya başlarsanız; sağlığınızda
büyük gelişmeler olacağını göreceksiniz. İyi nefes almanın
sağladığı faydayı sağlayacak hiçbir vitamin ilacı ya da yiyecek
yoktur.
Genel olarak nefes almanın uygun yollarından birisi de havayla
alıştırma yapmak anlamına gelen aerobik yapmaktır. Koşmak güzel,
fakat streslidir. Yüzmek mükemmeldir. Tüm bu alıştırmaları
kurallara uygun olarak yapmak gerekir.
Kaynak: ANTHONY ROBBINS "SINIRSIZ GÜÇ"
Beş duyu uzuvlarının her birinin ayrı işlevi olduğu gibi burun''
nefes almak ''içindir. Ağızdan alınan ve verilen nefes yanlış
olup evrensel enerji kanallarının giriş noktası olduğu
hatırlanarak meditasyon ve egzersizler haricinde de nefes
burundan alınmalı ve verilmelidir...
Vücudumuzun yaşamsal ihtiyacı olan prana
(Ki,chi,evrensel enerji) ETERİK Bedene ait bir organ sistemi
olan Sanskritçe Nadi adı verilen kanallar vasıtası ile tüm
vücutta devinir. Nadilerin ana kanalı olan Sushumna nadi omurga
omurilik boyunca kuyruk sokumuna dek uzanır.Sol burun deliğinden
başlayan kanal(İda nadi) soğuk ay enerjisini taşırken,sağ kanal
olan Pingala nadi yada surya nadi sıcak güneş enerjisi olarak
adlandırılan eril enerjiyi taşır. Bu iki enerjinin nadiler
vasıtası ile döngülerini temin ettiği enerji girdaplarının
dengede olması vücudun sağlığı ile birebir ilişkidedir. Enerji
girdapları Chakra adı verilen 7 ana açılımda dönerler. Her bir
girdap bir salgı bezini harekete geçirir ve dengede olmaları bu
bezlere bağlı olan organların da dengede çalışmasını sağlar.
Aşırı dönen herhangi bir girdap aşırı salgıya ve o organa bağlı
hücrenin dejenerasyonuna sebep verir ki sonuç olarak bu
dengesizliği haber veren hastalık ortaya çıkar. Girdapları
dengede tutmak ; doğru nefes almak ve Tibet Beşli Ayin çalışması
ile mümkündür.
Nefes çalışması
Evrensel enerjinin bedenimizde sağlıklı ve kesintisiz akabilmesi
için ;
- Dik ve düz bir omurga duruşuna ihtiyaç vardır.
- Ayrıca gevşek omuz ve boyun kaslarına da ihtiyaç vardır ki bu
kaslar stres ve toksin birikiminden dolayı daima kasılmış
durumda olduğundan vücutta oksijenle taşınan prana beyne
yeterince ulaşamaz bu da farkındalık düzeyini düşürür.
-Burun deliklerini kullanmanın yanı sıra tüm kapasite tümü
kullanılan ve temiz olan akciğerlere ihtiyaç da ilk şarttır.
Bebek nefesi
Üç kısımdan oluşan akciğerlerimizin en alt bölümü yeterince ve
doğru nefes almadığımızdan toksin biriktirir ve kapasitesi düşük
prana devindirir.
Boşaltılmış ciğerlere ;
-Üst karın şişirilerek alt ciğerin ilk alınan nefesle
doldurulması
-Ve sırası ile orta ciğerin kaburgaları yanlara iterek
doldurulması
-Ve en son üst ciğer bölümünün omuzları yukarı iter şekilde
doldurulması 4 sayısına denk düşecek şekilde alınması ile
başlar.
-Verişte üst karın içeri çekilerek ilk alınan nefes salınır,
- Kaburgalar geriye çekilerek ikinci bölüm salındıktan sonra
omuzların serbest bırakılıp gevşemesi ile son bulur.
Bu nefese diafram nefesi de denir.
Çeşitli ana
sayfasına dönmek için tıklayın |